Ankara travestileri cinsel hayatın afrodizyak etkilerini benimsiyor.

Ankara travestileri için cinsel yaşam İnsanlık, antik çağlardan beri çeşitli bitki, tohum, sebze, meyve ve deniz ürünlerinin cinsel performansı artırdığına inanır. Bununla ilgili pek çok reçeteler ve tarifler kültürden kültüre değişim göstermiştir. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar, safran ve istiridye gibi kadim dönemlerden günümüze gelen afrodizyaklar da dahil birçok ürünün, içerdiği etken maddeler nedeniyle cinsel hayatı olumlu yönde etkilediğini ortaya koyuyor.

Afrodizyak nedir?

Cinsellikle ilgili hiç konuşulmayan çarpıcı ankara travesti konuları gündeme getiren Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, afrodizyaklar ve cinsel hayata etkileriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Afrodizyağı, cinsel isteği artırıcı etkileri olan maddelerin genel adı olarak tarif eden Keçe, sözcüğün kökeninin Yunanca olduğunu belirtti. Efsaneye göre, Aşk Tanrıçası Afrodit’in, her gece birlikte olduğu seçilmiş erkeklere, cinsel güçlerini artırıcı bitkisel içecekler ve karışımlar içirdiğini aktaran Keçe, cinsel isteğin ve cinsel gücün uyarıcı ve artırıcı etkisi olan maddelere verilen “afrodizyak” adının da bu efsaneden kaynaklandığını dile getirdi. Kadim çağlardan bu yana farklı kültürlerdeki insanların, çeşitli yiyeceklerle cinsel yaşamlarını iyileştirmeye çalıştıklarını ve ilaçlar, iksirler hazırladıklarını belirten Keçe, bazı gıdaların cinsel organlara benzemelerinden, bazılarının da denenerek cinsel etkileri nedeniyle afrodizyak olarak kullanıldıklarını kaydetti. Özellikle doğu ülkelerinin cinsel isteği artıracak formüllerin mucidi olduğunu ve bu konuda dünyaya öncülük yaptıklarını ifade eden Keçe, Anadolu tarihinde de afrodizyakların önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.

Afrodizyak etkisi gerçek mi?

Acaba afrodizyakların etkisi gerçek mi? Psikoterapist Cem Keçe, bu konunun halen tartışma konusu olduğunu ifade ederken, bunun yanında halen ilaç yapımında kullanılan bitkilerin şifa veren kimyasalları içerdiğine de dikkati çekti. “Afrodizyaklar, esrarengiz iksirler, sihirli karışımlar değildir” diyen Psikoterapist Keçe, tüketilen her yiyeceğin vücuda ve vücudun işlevlerini etki ettiğini hatırlattı. Bazı yiyeceklerdeki vitamin, mineral gibi besin öğelerinin, hormonlara, beyin kimyasına, vücudun enerji ve stres düzeylerine direk etki ettiğini ifade eden Psikoterapist Keçe, “Bunun sonucunda da cinsel organlarımız ve cinsel isteğimiz doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenir. Örneğin, bazı afrodizyaklar libido üzerinde etki yaparak cinsel isteğin artmasını sağlarken, bazıları da cinsel organlara giden kan akımını artırırlar” dedi. Psikoterapist Cem Keçe şunları kaydetti: “Afrodizyakların vücudumuzda hem fiziksel hem de psikolojik etkileri olduğunu ortaya koyan çok sayıda bilimsel araştırma var. Bunlara ek olarak afrodizyakların plasebo etkisini de göz ardı edemeyiz. Çünkü düşüncelerimizin, duygularımızın ve arzularımızın komuta merkezi beynimizdir. Dolayısıyla yediğimiz içtiğimiz bir şeyin cinsel isteğimizi artıracağını düşünmemizin cinsel isteği uyarıcı bir etkisinin olması kuvvetle muhtemeldir. Bundan yola çıkarak, fizyolojik etkenlere bağlı erken boşalma, cinsel isteksizlik, iktidarsızlık gibi cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde afrodizyakların etkilerinden yararlanılması mümkündür. Ancak unutmamak gerekir ki, insanın en büyük cinsel organı beynidir. Cinsellik beyinde başlar ve beyinde biter. Cinsellikle ilgili tüm duygu, düşünce, tavır ve aktifliğimiz beynimizdeki cinsellik algısına, cinsellikle ilgili deneyimlerimize, bilgimize bağlıdır.”

error: İçerik Çalmak Yasaktr!!